1837 büyük ovalar çiçek hastalığı salgını ne demek?

1837 Great Plains çiçek hastalığı salgını 1836'dan 1840'a kadar devam etmiş ancak, 1837 baharında Amerikan Kürk Şirketi (İng. American Fur Company) isimli bir şirkete ait St. Peter vapuru ile Missouri Vadisi'ne taşınan enfekte insanlar ve malzemeler sebebiyle doruk noktasına ulaşmıştır.1 Sadece Missouri Nehri boyunca 17.000'den fazla yerli ölmüş ve bazı kabileler neredeyse yok olmuştur.2 Salgın özellikle bölgede yaşayan yerli halk olan Mandanları etkilmiştir.

Tarihçe

1515 yılına ait güvenilir salgın raporlarına göre, çiçek hastalığının İspanyol kaşifler tarafından batı yarımküreye taşınmasından sonra Amerikan yerlileri bu hastalıktan büyük oranda etkilenmiştir.3 Çiçek hastalığı'nın özellikle Great Plains bölgesinde yayılması ve yerli halkı etkilmesinin sebebi, bu kişiler arasında daha önce böyle bir hastalıkla karşılaşılmaması ve bu yüzden herhangi bir bağışıklık mekanizmasının gelişmemesiydi. Bu sebeple bölgede ölüm oranları çok yüksekti. 1730'larda çiçek hastalığı batıya Kanada'ya ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeyine doğru yayıldı. Bölge büyük oranda Nakotalar ve Kanada Kızılderilileri tarafından kontrol ediliyordu, fakat hastalık yüzünden nüfusları büyük oranda azalınca bölgenin kontrolünü kaybettiler.4 1730'ların sonunda, Missouri Nehri boyunda yaşayan Arikara nüfusu yarıya inmişti. 1730'larda çiçek hastalığı sebebiyle yok olan diğer topluluklar arasında Çerokiler, Pavniler, Kaw kabilesi (Kanzalar), ve Loup nehri çevresinde yaşayan kabileler bulunmaktaydı.5

1796'da bir kişiye hafif sığır çiçeği enfeksiyonu enjekte etmenin çiçek hastalığına karşı bağışıklık sağladığı bulundu. Avrupa'da kullanımı yaygınlaşan bu tedavi yöntemi, Kuzey Amerika'da Thomas Jefferson tarafından hastalıktan korunabilmek için uygulamaya çalışıldı. Ne yazık ki aşının tedarikinde yaşanan hatalar sebebiyle 1830'lu yılların sonuna kadar, Güneybatı bölgeleri haricinde nüfusun büyük kısmı bu aşıdan mahrum kalmıştır.6 Hudson's Bay Company'nin (kısaca HBC) tekel olduğu dönemde erken aşılama çabaları, düzensiz ve örgütlenmemişti. HBC aşılamanın potansiyelini fark etmesine ve daha fazla insanın kendileri için daha fazla müşteri anlamına gelmesine rağmen, salgın iyice başlayana kadar yürürlükte olan sistematik bir aşılama programı uygulayamadı. Çiçek hastalığı enfeksiyonları 1780'lerde artmaya başlamış ve 1837 salgınına kadar da devam etmiştir.

Salgın

Çiçek hastalığı salgınının Missouri Nehri boyunca 17.000 civarında kişiyi öldürdüğü tahmin edilmektedir.7 St. Peter vapuru St. Louis'den Missouri Nehri boyunca Fort Union'a giderken, yol boyunca insanları enfekte ederek salgının yayılmasına sebep olmuştur.8 Vapur 29 Nisan 1837 civarında Leavenworth'a ulaştı. Bu sırada bir güverte görevlisi çiçek hastalığı belirtileri gösteriyordu. Kısa bir süre sonra, üç Arikara üyesi kadın Mandan topluluğuna yapacakları yolculuk için gemiye katıldı. Kadınlar enfeksiyon belirtileri gösterseler de, köylerine dönmelerine izin verildi ve ardından hastalık topluluklarına da yayıldı.9 Hastalık Mandan halkı arasında yayıldı ve en öldürücü, kötü huylu hemorajik forma sahipti. Temmuz 1837'de Mandan kabilesinin nüfusu yaklaşık olarak 2.000'di. Ekim ayına kadar bu sayı, bazı kaynaklara göre 23 veya 27'ye, bazı kaynaklara göre ise 138'e kadar azaldığı bildirilmektedir. Bu durum hastalığın, en az %93'lük bir ölüm oranını sahip olduğunu yansıtmaktadır.10 Hastalık Fort Union'a ulaştığında, yayılmasını önlemek için bir çaba gösterildi, ancak sonunda Nakotalar'ı da yok edecekti. Daha sonra, Marias Nehri üzerinden Fort McKenzie'ye bir giden bir tekne vasıtasıyla hastalık Fort McKenzie'de yaşayan Karaayaklar arasında yayıldı. Salgın 1837 - 1840 yılları arasında Great Plains bölgesinde yayılmaya devam etti ve binlerce insanın ölümüne sebep oldu. Salgın sonucunda, Karaayaklar'ın üçte ikisi, Nakotalar ve Araikalar'ın yarısı, Apsalokeler'in üçte biri ve Pavniler'in dörtte birinin öldüğü bildirilmiştir.

Salgından etkilenen kabileler, ülke içerisindeki güç dengesini büyük oranda değiştirdi. Aşılanamayan Nakotalar ve Karaayaklar büyük ölümler sebebiyle hem nüfuslarının hem de topraklarının büyük kısmını kaybetmişlerdir. Hastalık, daha yoğun bir nüfusa sahip oldukları için bu kabileleri programından yararlanabildikleri için, mücadele içerisinde oldukları diğer yerli gruplara karşı üstünlük sağladılar. HBC'nin yürütmekte olduğu aşılama programında, kürk üretimi ile uğraşan topluluklara öncelik verildi. Bu uygulama sonucunda Saulteaux kabilesi ve Ova Kızılderilileri gibi topluluklar, sınırlarını oldukça genişletmişlerdir.11

Kaynakça

Orijinal kaynak: 1837 büyük ovalar çiçek hastalığı salgını. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

Kategoriler